Sınır tanımayan devlet terörü, açlık sınırının altında yaşayan milyonca yoksul, çalınan bir sirenle üniversiteleri kapatılan, kaldıkları yurtlardan atılan milyonlarca öğrenci, çalışanların vergileriyle kurulan fabrikaların ve kamuya ait arazilerin satılarak paraların zimmete geçirilmesi, bir gecede kasası boşaltılan kamu bankaları ve hâlâ nüfusun yaklaşık yarısı tarafından kabul gören bir iktidar.
Üstüne bir de deprem geldi; lakin şöyle böyle değil. Yüz binden fazla ölü, evsiz ve yurtsuz kalan milyonlarca insan ve yıkılmış kentler. Üstelik bütün bunların nedeni de deprem değil, devletin ve iktidarın imar politikası
“Nedeni Korku Değil, Ütopyanın Tasfiyesidir…” yazısını okumaya devam edin




