“Burjuva seçimleri bizi ilgilendirmez, yaşasın boykot” demek ilk bakışta devrimci gelebilir ama bir tutumun devrimci olması, devrimci siyasetin de örgütlendiği anlamına gelmez.
Çoğu zaman bu, siyaset dışı kalmak anlamına da gelebilir. Boykot, devrimci durumun olduğu, dengelerin devrimci güçlerden, işçi sınıfından yana olduğu, en azından taraflar açısından ortada olduğu koşularda veyahut da hiçbir biçimde açık siyaset yapma koşullarının olmadığı durumlarda doğrudur. Kaldı ki bir tutumun devrimci olup olmadığının ölçüsü de seçime katılmak ya da boykot değil, savunulan seçim programıdır.
Aynı şekilde sosyalistlerin burjuva bir parti ile seçim ittifakı yapın yapmayacakları ya da o partiye dışarıdan destek verip vermeyecekleri de üzerine uzlaşılan asgari seçim programı üzerinden mütalaa edilmelidir.
Nedir bu asgari seçim programı? Bu da döneme ve konjonktüre göre değişiklik arz edebilir; örneğin önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden üzerinden konuşalım; CHP liderliğinde kurulan ittifak dışarıda desteklenebilir mi? Bu sorunun cevabı “Evet” ise bunun asgari şartları neler olmalıdır?
1. Anayasanın 66’ncı maddesinin iptali ya da yeniden düzenlenmesi.
2. “Kürtler, Türk milletini oluşturan asli unsurlardandır” tezinden vazgeçilmesi ve Kürtlerin ayrı bir ulus olduğu gerçeğinin kabulü.
3. Kürtlere ve millet aidiyeti olan diğer topluluklara anadillerinde eğitim hakkı.
4. Bakur, Başur ve Rojava’da işgalci siyasete son verilmeli, sorunların siyasi çözümü için Kürt temsilcilerle diyalog kurulmalıdır.
5. Siyasi tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması.
6. Kendisini korumak için saldırganı öldüren kadınların, transların ve çocukların serbest bırakılması.
7. Depreminde ihmali olanlar hakkında soruşturma başlatılması.
8. Son 50 yılda devlet, mafya, paramiliter güçler ortaklığıyla işlenmiş olan suçların ve faillerinin açıklanması.
9. Devlet tarafından kaçırılan, sonrada katledilerek izi kaybedilen kişilerin ve gömülü oldukları yerlerin açıklanması.
10. Sendikal örgütlenme, grev hakkı, düşüncenin ifade edilmesi, örgütlenmesi anayasal güvence altına alınmalıdır. Ücretlerde eşel mobil sistem uygulamalıdır.
11. Kadınlara, translara ve çocuklara karşı işlenen şiddet ve cinsel saldırı suçlarında soruşturmanın başlatılması için saldırıya uğrayanın beyanı esas alınmalı; soruşturmanın bütün aşamaları sivil toplum örgütlerinin denetimine açık olmalıdır.
12. Belediyelerdeki kayyumlar geri çağrılarak, söz konusu belediyelerin yönetimi seçilmiş yöneticilere geri devredilmelidir.
Tabii ki bu maddeler mutlak değildir, koşullara ve güçler dengesine bağlı olarak azaltılabilir ya da çoğaltılabilir.
Bu maddeleri okuyup da “Sen hayal görüyorsun, bunlar gerçekçi değil, hiçbir burjuva partisi bunları kabul etmez” diye itiraz edenler olacaktır, itirazları doğru da olabilir.
Eğer buradan bakacak olursak sosyalizm fikri de de çoğu zaman “hayalci bulunmaktadır” ama buna rağmen sosyalistler tarafından tutkuyla savunulur. Bir şeyin hayalci bulunması, onu gerçekleşemez kılmaz; önemli olan, onu gerekli ve imkânlı kılan maddi nedenlerin olup olmadığıdır.
CHP liderliğindeki muhalefet de bu şartları kabul etmeyecektir lakin burada önemli olan bu değil, bunun dışında iki husustur: Birincisi, bu vesileyle sosyalistler, neden yana olduklarını en geniş kitleye deklare ve propaganda etme imkânı bulmuş olurlar. İkincisi; karşı tarafın, dolayısıyla da sistemin teşhirini en güçlü biçimde yapmış olurlar.
Sistem içi ya da onun tamircisi olup olmamanın ölçüsü, bağımsız seçip programıyla sahaya çıkmak ve bunda ısrar etmektir.
“Sarayın yönetimine karşı demokrasi” söylemi sosyalist değil, sistem içi bir yaklaşımdır; Sosyalistler ile Deva Partisi, CHP arasındaki farkın ortadan kalkması, sosyalistlerin burjuva bir programa tabi olmaları demektir. Zira ittifak, tarafların asgari müştereklerde buluşmasını gerekli kılar, sosyalistlerin burjuva partileriyle asgari ortaklığı, burjuva devletinin yeniden yapılandırılması, tahkim edilmesi olamaz; bunun adı ittifak değil, ona yedeklenmektir.
